Hadi dürüst olalım… Köpek temalı slot oyunu deyince insanın aklına ilk ne gelir? Çocuk oyunu gibi, değil mi? Ama The Dog House Multihold bir giriyor sahneye, o masum suratlı köpekçikler seni yatırıp kaldırıyor, öyle böyle değil.
Köpek kulübesi desen renkli mi renkli, arka planda ıslık çalan melodiyle spin attıkça sanki mahallede yürüyüşe çıkmışsın gibi. Ama mahalle değil, abi bildiğin para ormanı. Spin geliyor, wild patlıyor, free spin gülüyor… dedim ki “aha bu işte bi numara var.”
İlk denemede klasik his: “Bi deneyelim bakalım.” Ama sonra? Ekran bir gülüyo, bir dönüyo… Pat! Wild geldi. Pat! Multihold aktif. Pat! Üç ekran birden doldu. Dedim ki: “Ulan ben bu oyunu niye daha önce keşfetmemişim?”
Bi yandan ekrandaki köpekçikler o kadar sevimli ki insan gülümsüyor… ama her seferinde o patiler 5x, 10x falan yazınca o gülümseme başka bi şeye dönüşüyor. Gözler büyüyor, ekranı okşayasın geliyor. “İyi ki varsın Dog House!” diyorsun içinden.
Bak yalan yok, her slot sitesinde aynı hissiyat olmaz. Ama Slotter? Orası başka. Girişten itibaren arayüz, ödeme hızı, oyun kalitesi… Her şey cuk. Hele The Dog House Multihold gibi patlamaya hazır, adeta enerji küpü bir oyun olunca, Slotter’da oynamak tam kıvamında geliyor.
Çünkü düşün: normalde bir ekranda oynarsın, tamam eyvallah. Ama bu Multihold sistemiyle aynı anda dört ekran… dördünde de kazanma ihtimali… dört dörtlük heyecan! Hele bir tanesi tutunca, diğerleri de tetiklenince? Abi adrenaline doyum olmuyor.
Oyun boyunca en sevdiğim an? Bonus spin gelince arka planın kararıp kulübelerin ortaya çıkması. Sanki bi anda gerçek bir köpek çiftliğinde hazine bulmuşsun gibi. Hele 3-4 spin sonra o kulübeler wild’a dönüşünce? BAM! Ekran gitti, beyin uçtu.
Slotter’da bi kere kazandım 120x. Başta inanasım gelmedi. Dedim “yok artık, bu kadar kolay mıydı?” Ama öyleymiş. Tabi her zaman öyle değil, bazen de 50 TL gider, moral bozulur. Ama sonra bir patlama gelir… Oh be, her şeye değer.
Bak şimdi, bir kere bunu kura kuralım: Mustang Gold, atın fırladığı gibi coşan, ama incelikli…
Money Train 2, Yani şimdi adama demezler mi, "Tren kaçıyor kardeşim, daha ne bekliyorsun?" İlk…
Kardeşim... Bazen kendini Orta Asya bozkırlarında hissedersin ya hani... Rüzgar yüzüne vurur, atlar dörtnala koşturur,…
Abi bir oyun düşün, hem büyülü hem de gerçek. Hani ekrana bakıyorsun, bir yandan yıldız…
Bak şimdi... Hayat dedikleri tren gibidir ya hani. Bazen durağı kaçırırsın, bazen tam zamanında biner,…
Bazı oyunlar var, ismini duyduğunda bile bir durup düşünürsün. “Buffalo King” mesela… Baktım, adı kocaman.…